top of page

İşveren Markası mı? Çalışanlar mı? Asıl Güç Nerede? ✨💼

ree

Bir işveren markası ne kadar güçlü görünürse görünsün, arkasındaki asıl kahramanlar her zaman çalışanlardır. Harika bir logo, iddialı bir slogan ya da sosyal medyada havalı paylaşımlar… Bunlar güzel detaylar, ama hikayenin sadece bir kısmı. Gerçek güç, çalışanların günlük yaşamlarında markayı nasıl temsil ettiklerinde saklıdır. Çünkü iş dünyasında en samimi ve güvenilir mesaj, çalışanların deneyimlerinden gelir.



Kariyer koçluğu seansında danışanım dün şöyle bir şey söyledi: “Beni çalışan elçisi seçtiler ama her çalışan aslında bir elçi. İster sosyal medyada, ister arkadaş ortamında olsun, her gün iş yerimizi temsil ediyoruz.” Öyle hoşuma gitti ki. Bu basit ama güçlü cümle, aslında işveren markasının özüdür. Peki, çalışanlar bir işveren markasına nasıl katkı sağlayabilir? Gelin birlikte inceleyelim:



🔹 Pozitif bir iş kültürünü yaymak:  Çalışanlar, şirketin kültürünü yansıtan en önemli yüzlerdir. İş arkadaşlarına destek olan, pozitif bir iletişim dilini benimseyen ve iş yerindeki aidiyet duygusunu artıran bir çalışan, sadece iç ortamı değil, şirketin dışarıdaki algısını da olumlu etkiler.



🔹 Kendi Ağlarında Marka Elçisi Olmak: Bir çalışanın LinkedIn’de paylaştığı içten bir başarı hikayesi ya da Instagram’da şirket etkinliğinden bir kare paylaşması, binlerce liralık reklam kampanyasından daha etkili olabilir. 🌍



🔹 Yetenek çekiminde rol oynamak: Şirketin mevcut çalışanları, potansiyel çalışanlar için en güvenilir bilgi kaynağıdır. Bir aday, şirketle ilgili sorularını genelde orada çalışan birine sormayı tercih eder. Eğer çalışanlar iş yerlerinden memnunsa ve bu memnuniyeti dile getiriyorsa, yetenekli bireylerin şirkete çekilmesi kolaylaşır.



🔹 Gönüllülük projelerine katılım: Şirketlerin sosyal sorumluluk projelerine çalışanların katılması, işveren markasını topluma yakın ve duyarlı bir konuma getirir. Bu projelerdeki her katılım, aynı zamanda çalışanların markayla duygusal bağını da güçlendirir.



Tabii işveren markasına katkı sağlamanın tek taraflı bir yol olmadığını da unutmamak gerek. Çalışanların böyle bir katkı sunabilmesi için, şirketin de onlara uygun bir zemin hazırlaması şarttır. Nasıl mı?



-Çalışanların sesini duyan ve önerilerini dikkate alan bir şirket kültürü oluşturulmalı.


-Eğitim, kariyer gelişimi ve ödüllendirme konularında şeffaflık sağlanmalı.


-Çalışanların iş-yaşam dengesini korumasına yardımcı olacak politikalar benimsenmeli.



Unutmayın, işveren markasını inşa etmek bir ekip işidir. Ve bu ekibin en önemli üyeleri, masanızın hemen yanındaki iş arkadaşlarınızdır. Belki de bir sonraki başarı hikayesi tam da onların klavyesinden çıkacak. 😊



“İyi bir işveren markası, çalışanların gülümsemesinde saklıdır.” ✨



 
 
 

Yorumlar


bottom of page